9 Ocak 2017

Kültür Hapı- Ocak'17


Kitab-ı Fatih’e Bakmak
Kitap sadece okunmak için midir? Mesela insanlar neden manzarayı izler gibi kütüphaneyi izlemez ki? Ben izlerim. Bu sebeple diyorum ki ‘bazı kitaplar izlenmek için’ vardır.  İşte o bazı kitaplardan bir tanesini bugün size tanıtacağım. Dikkatinizi çekerim ‘yalnızca okumak için değil izlemek’  de bir kitap tanıtacağım.
“İznik’te kurulan ilk medresede Dâvûd Kayserî (ö.1350) ile başlayan Osmanlı ilim geleneği Molla Fenârî’nin (ö. 1431) Bursa’da yaptığı düzenlenmeyle yüksek İslam kültürünün sahip olması gereken temel ilim dallarının içerecek biçimde genişlemiş, İstanbul’un fethinden önce ve sonra muhtelif coğrafyalardan Osmanlı'ya gelen bilginlerle zenginleşmiştir. İstanbul – Anadolu – İran – Türkistan ortak kültür havzasındaki bilginlerin, özellikle Semerkand matematik- Astronomi okulu mensuplarının katkılarıyla Osmanlı ilim hayatı lisanî, edebî, dinî ve kelamî ilimler yanında hikemî ve riyazî alanda da eserler, istinsah faaliyetleriyle hızla çoğalmıştır ve tedavüle sokulmuştur.”
Bu birikimde ve üretim faaliyetlerinde önemli bir isim olan Nasîrüddîm Tûsî’nin Tahrîrât adlı eseri ünlüdür. “Tahrîrât, Eukleides’in (ö. m.ö 300 civ.) Usûl’u ve Batlamyus’un (m.s. 90-168 civ.) Macesti’si ile ikisi arasında bulunan, Mutevassitât denilen Eski Yunan ve İslam Dünyası’nda kaleme alınmış temel riyazî eserleri içerir.” 
Bu geniş bilgi birikimine sahip Osmanlı’da da ilmi faaliyetler önemini koruyarak devam etmiştir. Hatta başta Fatih Sultan Mehmed olmak üzere birçok padişah için eser telif edilmiştir. Eukleides’in Nasîrüddîn Tûsî tarafından tahrîr edilen Kitâbu usûli’l-hendese ve’l-hisab ( Eukleides’in Elamanlar Kitabının Tahriri) adlı eseri Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından Fatih Sultan Mehmed Kitaplığı-1 adında tıpkıbasımı yayımlandı.   İyi seyirler!


Sevgili kültür hapı okuyucusu şu bir gerçektir ki hepimizin hayatında bizleri çalışmaya düşünmeye iten bazı kilit olaylar, düşünme dinamitleri bulunmaktadır. Bu dinamitler kimi zaman eriyerek yere düşen bir dondurma topu kimi zamanda elimizden kaçırdığımız  gökyüzüne yükselen bir balon olmuştur. Peki hiç dedenizin anlattığı bir hikayenin kaos teorisi hakkındaki görüşlerinizi etkileyebileceğini düşündünüz mü ? Cevabınız evet ise  bu ay size önereceğim kitap kesinlikle Sinan Canan’ın Tuti Kitap Yayınları'ndan çıkan “Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler” eseri olacaktır.
 "Kıyametin ne zaman kopacağını, yağmurun ne zaman yağacağını, doğacak çocuğun erkek mi dişi mi, said mi şaki mi (yani iyi huylu mu kötü huylu mu) olacağını, kişinin yarınki kazancını ve nerede öleceğini... Allah'tan başka kimse bilemez!"  diyen dedesine büyük bir saygıyla inanan yazarımız üniversite hocasının eskilerin hiçbir şey bilmediği iddiası üzerine yola çıkmış, bu yolculuğunda kaos teorisinden aşka, evrimden bilince, akademik dünyada cevaplanması güç bir çok konuya ışık tutmuştur. Tabi bunu yaparken bir yandan da dedesinin ne kadar da haklı olduğunu ortaya koymuştur. Bilgiye aç beyinlerin başucu kitabı niteliğindeki bu eser anlaşılır üslubu sayesinde bilim ile ilgilenmeye yeni başlayanlarında işini kolaylaştırmıştır.  Son olarak kitabın kapağının da oldukça dikkat çekici ve güzel olduğunu söylemeden edemeyeceğiz. Kitap kokulu günlerde tekrar buluşmak üzere...

İlgilisine not: Serinin ikinci kitabı olan “Değişen Beynim” eserini de kitap marketlerde bulabilirsiniz.
                                                        




(Nazariyat, Journal for the History of Islamic Philosophy and Sciences)
İslam Felsefe ve Bilim Tarihi Dergisi olarak bilinen Nazariyat dergisi 2014 yılının Ekim ayında yayınlanmaya başlamıştır ve altı ayda bir sayı yayımlanmaktadır. Dergi hem Türkçe hem İngilizce olarak uluslararası araştırmacılara ulaşmakta ve geniş kapsamlı yazılar içermektedir.
İlmi Etüdler Derneği ve Medeniyet Üniversitesi ortaklığıyla yayınlanan derginin editörlüğünü Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu yapmakta.
Günümüzde birçok alan sıfırdan üretimin yanında unutulmuş bilgilerin ve kaynakların yeniden gündeme getirilip yorumlanıp kullanılmasını hedeflemektedir. Geçmişi önemli çalışmalarla bezeli olan toplumların bu birikime sırt çevirmesi yerine bunları yeniden kullanılabilir hale getirmek ve bu şuura ulaşmak/ulaştırmak gayesiyle İslam düşünce ve bilimler tarihinin sayısız kıymetli çalışmalarını ele alarak yapılan katkılardan biri Nazariyat dergisidir. Dergi ilk bölümünde makaleler, metin neşirleri; ikinci bölümde ise birçok önemli eser hakkında değerlendirme yazılarını içermektedir. Bugüne kadar ele aldığı konulara birkaç örnek verecek olursak ilk sayısında XV. Yüzyıl Doğa Felsefesi ve Matematik Açısından Bir İnceleme, İslâm Matematik Tarihinde Yüksek Dereceden Denklemler İçin Genel Çözüm Yöntemi Arayışlarından bahsetmektedir. Sonraki sayılarında Osmanlı Dönemi Yatay Güneş Saati Teorisine Matematiksel Bir Bakış: Ruhâme Risâlesi Örneği , Ottoman Medicine: Healing and Medical Institutions 1500-1700 , Varlık Olmak Bakımından Varlık Üzerine Düşünmenin İmkânı: İslâm Metafizik Geleneklerinden Hareketle Bir Analiz , Fahreddin Râzî Sonrası Metafizik Düşünce gibi oldukça geniş konulara yer verilmiştir. Kısaca İslam felsefesi ve bilim tarihine dair ne ararsanız var desek abartmış olmayız. 5.sayısı (C.3,s.1) Ekim 2016’da yayınlandı. Bu sayıda M. Fatih Kılıç, Atif Khalil, Jules Janssens, David Thomas gibi önemli yazarların yazıları bulunmaktadır. Hocazâde’nin Tehâfüt’ünün Sebeplik Bölümü Üzerine Bir İnceleme makalesi, kitap değerlendirmesinde ise Ibn al-‘Arabī and Islamic Intellectual Culture: From Mysticism to Philosophy eserinden bahsetmektedir. Nazariyat dergisinin eski sayılarını internet sayfasında PDF formatında bulmak mümkün. http://www.nazariyat.org/

İlgililere abone olmanız tavsiyemizdir. http://www.nazariyat.org/abonelik/


(Brazzaville- Bosphorus)


 

Brazzaville nedir, ne değildir?
İlk okuduğunuzda makarna adı mı acaba, bir kahve adı mı, bir kasaba mı, burası müzik köşesi yoksa bir müzik grubu mu?
İnternetten birazcık araştırma yaptığınızda karşınıza ilk olarak Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti çıkacak. Makarna ismi de olsa fena olmazmış. Bizim bahsedeceğimiz Brazzaville bir müzik grubu. Her şeyi bilen internet aracına gidip aratmanıza gerek kalmaz çünkü o sizi bulur ansızın. Üzgün olduğunuz, endişeli, mutlu, stresli olduğunuz anlarda karşınıza çıkar ve o an her şeyi arkanızda bırakırsınız. Kendileri bir önceki aylarda bahsettiğimiz Light in Bayblon gibi İstanbul aşığı bir grup. Grubun basçısı David Arthur Brown’un trajikomik bir hikayesi var. Zaten grupla ilgili haberleri kendisinin yazdığı mektuplardan öğreniyoruz. David Amerika'da yaşarken her şeyini bırakıp Barcelona'ya yerleşiyor. Yerleşmeden öncede dünyada birçok yeri geziyor: Asya, Güney Amerika, Avrupa gibi. “Macera dolu Amerika” ona macera olmaktan çok maceraya için uzaklaştığı yer oluyor. Yaşadığı maceralar içerisinde tuvalet temizleyicisi olarak çalışmak da var. Gelelim grubun kurulmasına 1997’de kuruluyor. (neredeyse benle yaşıt ^-^) Kongo cumhuriyetinin başkentinin ismini taşımasının nedeni ise 1997’de Kongo’da olan savaştan kaynaklanıyor. Savaşla ilgili okuduğu bir haberle BRAZZAVİLLE kelimesini görür görmez David bu grubumun ismi olmalı diyor ki oluyor da. David bir ara grubu terk-i diyar etmiş lakin grubunu bıraktığı için yaşadığı üzgünlükle kendi deyimiyle “eşeklik ettiğini” fark ederek (est.) çok uzak kalamadan geri dönmüş. Ülkemizde birçok kez gelmiş ve birçok kişinin de gönlünü fethetmişlerdir. Onu aşkın albüme sahip grubun son albümüne Spotify’den rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Herhangi bir şarkılarını önermeyeceğiz çünkü hepsini dinlemelisiniz. Nereden mi? Buradan:
iyi dinlemeler, aklınız, kalbiniz, içiniz huzurla dolu olsun!


Ekranlarımızdan Meraka Açılan Dizi: Fringe
Gelişen bilimsel akımlar, ortaya atılan yeni teoriler hakkında fikir sahibi olabilmek için sadece kitap okumak veya belgesel izlemek zorunda değilsiniz. Tabi onları da yapın da işleri biraz daha gizemli ve eğlenceli hale getirmek isterseniz dizi sektörüne de bir göz atın. Bilim ve gizemi aynı dizide isterseniz eğer, karşınıza çıkacak dizilerden ilki Fringe'dir. Beş sezon sonunda planlandığı gibi final yapan dizinin oldukça ilginç bir konusu var. Temel olarak son zamanlarda bilim dünyasının ilgisini çeken paralel evrenler teorisini konu alıyor. Normal bir polisiye gibi başlayıp sizi başka evrenlere götürüyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder