Bambaşka Diyarlara Yolculuk
Merhaba sevgili okur, bu hafta
sana önerimiz bir çocuk kitabı. Yalnız baştan uyaralım bu kitap senin bildiğin çocuk
kitaplarından değil. Yazar ne yazsa kitaplarında, karşımıza çıkıveriyor yıllar
sonra. Julnes Verne’nin (d. 8 Şubat 1828 – ö. 24 Mart 1905) ölümsüz eseri 80 Günde Devri Alem’i hepimiz
biliriz. Peki Dünyanın Merkezine Yolculuk’u daha önce duyanınız var mı?
Kitabın daha ilk sayfasından büyük bir gizemin içinde yer almaya hazır olun. Bu
macerada katman katman dünyanın merkezine gidiyoruz. Tabi yolculuk boyunca
Verne’nin dünyasındaki eşsiz fosilleşmiş canlılara merhaba demeyi unutmayın.
Kendinizi kah cennet gibi bir yerde huzur içinde kah bir canavarla girdiğiniz
korku dolu mücadelede bulabilirsiniz. Ancak ben okumakla yetinmem filmi
de olsaydı süper olurdu derseniz, siz değerli okurlarımız için filminin de olduğu
müjdesini verebiliriz. Lakin gönlümüz okumanızdan ve okutmanızdan yanadır.
Ölümü Düşünen Medeniyetler
Ölüm felsefesi hepimizin hayatının
merkezinde olması gereken bir meseledir. Zira ölüm bir son olarak da bir
başlangıç olarak da görülebilir. Yaşadığımız olaylara dini, tarihsel ve çağdaş
perspektiften bakabildiğimiz zaman en iyi şekilde anlayabiliriz. Bu açıdan Ölüm Felsefesi kitabı da bu açılardan
değerlendirilerek okunmalıdır. Ölüm
Felsefesi; Mısır’da, Upanişadlar'da, Budizm’de ve Hristiyanlık’ta ölümün
tarihsel olarak günümüze yansıması incelenmiştir.
Yeryüzünü anlamlandırmaya çalışan insan,
canlılar arasında öleceğini bilen tek varlıktır. Bu sebeple varoluşu üzerine düşünür,
canlılığını sağlayan ruh üzerine düşünmek varlığını ve yaşama amacını
belirlemiştir…
Burada kitapta 4 ana başlıkta incelenen
ölüm felsefesi genel olarak şöyle ele alınmıştır.
Mısır
Mısır’ın piramitlerle ünlü olduğu
hepimizin malumudur. Piramitlerin yapım amacı ve yöntemi hala tartışma konusudur.
Fakat yapılan araştırmalar da ölümün bir son değil bir başlangıç olarak gören
Mısırlıların piramitleri inşa etmelerinin ardında ki amaç da ölümden sonra ki
yaşamdır. ‘Ebediyet Konakları’ olarak
bilinen ev, konak, saray anlamına
gelen piramitler Firavunların
mezarları olmuştur. Mezarların yanında
öte dünyaya giden Mısırlıların yapması gereken birçok ritüel ile ilgili malzeme
bulunmaktaydı. Yanında eşyalar ile gömülen kişinin diğer dünya da bunları kullanacağına
inanılırdı. Tanrılara yalvaran ölü, ruhunu temizler ve burada ebedi yaşamına
başlardı.
Eski toplumlar kendilerini anlamlandırma
çalışmalarında doğal etkenlerin rolü büyük olmuştur. Bu sebeple Mısır’da çevresel
şartlardan en önemlisi olan su aynı zamanda insan hayatının şekillenmesindeki en
önemli eken olmuştur. İnanışlarına göre Mısır’da
Nil’in her yıl taşmasına Tanrı Osiris’e ağlayan karısı/kardeşi İsis’in gözyaşları
sebep olur. Yunanlılara da tevarüs eden ‘Her
şeyin başlangıcı sudur.’ inancının kökleri Mısırlılara dayanmaktadır.
İlk Tanrı şefkatin ve ışığın Tanrısı
olan Aton ve Yokluk Tanrısı olan Nun’dan ortaya çıkmıştır. Güneş Tanrısı Ra ve ay Tanrısını yiyen gaddar Sahu ile ay tutulması geçekleşir. Güneş ilahı Ra: “Sabahleyin Khepra,
öğle vakti Ra, akşamleyin Thum adları ile vasıflandırılır. Gök
ilahesi Nutile zemin ilahesi Keb arasındaki izdivaçtan Osiris, İsis, Set ve Nefsit adlarını taşıyan dört ilahi çocuk
doğmuştur. Osis ve İsiris âşık olur ve Tanrı Keb tüm mirasını Osiris'e verir ve
Set bu sebeple Osiris’i parçalayarak öldürür. İsis bu duruma çok ağlar ve
İsis’in ağlamasıyla Osiris’in bedeni toplanır. İşte buradan gelişen mumyalama
işi Mısırlıların hayatlarının merkezine yerleşmiştir. Mumyalama işlemi
sırasında ruh ve beden ayrı düşünülmez ve kalp merkeze alınarak dokunulmazdı.
Upanişadlar
İnsan soyunun bilinen ilk felsefi
kökenleri Upanişadlar’a dayanmaktadır. Bu sebeple ilk madde sorusu üzerine Yunan’dan
önce cevaplar verilmiştir. Onların kadim ölüm felsefelerini Vedalar sayesinde öğrenebiliyoruz.
Burada adı geçen beş Tanrı şöyledir.
İndra: İlahi gücü temsil eder. Gök kubbeyi
tutan, yeryüzünü sapasağlam temeller üzerine oturtan ve bunların arasında ki
hava boşluğunu dolduran Tanrı odur.
Ölümsüzlüğü kartal suretinde insanlardan çalan İndra’dır.
Soma: Tabiatüstü dünyadan sunulan Soma
içkisi içeceklerin en muhteşemidir. Her şeyin özünde bulunan bu Tanrı su olarak
bilinir. Soma durmadan yenilenen bitki ve hayvanların da öz suyudur.
Agni: Ateş Tanrısıdır. Dünyayı
aydınlatan Agni her zaman dua edilen ve ikramlar sunulası gereken tanrıdır. Öte
âlemde de beden ve ruh olarak bir bütün olacağına inanan Hintliler daima
kurbanlar sunar.
Varuna: Tahtını sulara kurar. Sularda
bulunur şekilsizdir. Brahmanlar’a göre âlem sular üzerine kurulmuştur.
Vişnu: Evreni koruyan, göklerde ve
yeryüzündeki her tehlikeye karşı koyan odur. Yeryüzünü üç adımda ölçmüştür.
Yeryüzü, atmosfer ve gökyüzü onun faaliyetler yaptığı alanlardır.
Makro âlem ile mikro âlemi merkeze alan bir görüşleri vardır.
Bu sebeple yaşamları da buna göre olmuştur.
Ayrıca karma düşüncesi ile Ruh
Göçü düşüncesi gelişmiştir.
Budizm
Siddharta yaklaşık olarak M.Ö. 650
yılında Hindistan’da doğmuştur. Gotama
Buddha adını alan Siddharta’nın doğumu ile mucizeler gerçekleşmiştir. Doğumundan 29 yaşına kadar babası sayesinde
hiçbir zorluk, sıkıntı görmeyen Siddharta bu yaştan sonra sıkıntılar ile
karşılaşır ve acının ne olduğunu öğrenip bunlarla başa çıkmaya çalışır. Uzun
süre yoga yapan Buddha terk-i dünya ile huzura kavuşulacağına inanır. Doğru
inanış, doğru irade, doğru söz, doğru iş, doğru yaşayış, doğru çalışma, doğru
düşünce ve doğru murakabe ile hakikat yolunda olunacağına inanır ve bu tavsiye
eder.
Buddha’nın
ulaştığı makam olduğu söylenen Nirvana şuurun bütünüyle yok edilmesidir ve ‘sönmüş’
anlamına gelir. İslam yaşam tarzında tasavvuf düşüncesinin yaşam tarzı olarak
kısmen benzetilebilir.
Hristiyanlık
Ölüm daha önce de söylediğimiz gibi tüm
kadim medeniyetlerde metafizik olarak kendisini konumlandırmaya çalışan
bireylerin sorunu olmuştur. Platon ve Aristo ile gelişen bedenin ölüm ile tamamlanması
ve ruhun devam etmesi görüşü hâkim olmuştur.
Roma’da ise metafizik boyutta sıkıntılar oluşturmuştur. Hristiyanlık ilk insan olan Hz. Âdem’in ve
eşinin yaptığı hatadan dolayı tüm insanlığın günahkâr olarak doğduğunu kabul
eder. Bu sebeple ölümün de bu günahtan dolayı verilen bir ceza olduğu görüşü
hâkimdir.
Hz. İsa’yı gökyüzüne çıkması sebebiyle
bu dünyayı asli vatan kabul etmezler semavi
âlemde İsa Mesih onlara kendi beden formunu verecektir.
Dijital Gıda Arşivleri
Bu ay kulaklarımızın pasını silen seslere web dünyasından
nasıl ulaşabiliriz diye merak ettik. Yaptığımız araştırmanın sonucunu da sizinle paylaşmak istiyoruz.
Ekim ayı Kültür Hapı yazımızda ilk müziğin MÖ. 1400’e ait bir tablet üzerinde
olduğunu söylemiştik. 19. Yüzyıla kadar
sadece yanınızda enstrüman çalan biri varsa veya siz özellikle müzik dinlemek
için bir yerlere gittiğinde müzik dinleyebiliyordunuz. Günümüzde herkesin
rahatlıkla dinleyebildiği müziği ilk kayıt aletleri örnekleri sayesinde
dinleyebildiğimizi unutmamız gerekiyor. Küçük bir tarihi serüvenden bahsedelim:
Fonotograf ismi verilen bu alet ilk kayıt aleti. Patentini Edouard-Leon Scott de Martinville’in Buluşu 1857’de
alıyor.
Diğer kayıt aleti ise
fonograf(konuşan alet) ismi verilen, Thomas Edison'un1877 yılında
patentini aldığı alettir.
Daha sonra hayatımıza gramofon giriyor. Ardından plaklar,
kasetler, cd’ler, walkmanler ve mp3ler derken internetin hayatımıza girmesiyle
web sitelerinden de müziklere ulaşır olduk. Artık kulaklarımızın pasını silen,
ruhun gıdası olarak anılan müzik bir tık uzaklığımızdaydı. Bu bir tık uzaklığın
birçok faydası olduğu gibi her çoklukta olduğu gibi çöp kısımlar diyeceğimiz
müziklerle de karşılaşıyoruz. Müzik çokluğundaki ruhunuza işleyecek müziklere
ulaşmanızı sağlayacak 3 farklı siteye söyleyeceğiz:
·
Dünyadan sesler: http://dunyadansesler.com/ . Adı
üstünde dünyadaki tüm seslerin buluştuğu bir platform. Aynı zamanda büyük bir
arşiv olan Youtube’da da kanalları bulunmakta.
·
Farklı müzik : http://farklimuzik.com/tur/. Afgan, Alman, Çin, Hint aklınıza
gelecebilecek tüm etnik müzikler, Fonk, opera, klasik, tango, hip-hop ve birçok
müzik türlerini barındıran bir arşiv.
·
Kısacık music: https://www.instagram.com/kisacikmusic/?hl=tr .
Sosyal medya ürünlerinden biri olan İnstagram’da bulunan bu müzik arşivi hem
göze hem kulağa hitap etmekte. Yeni dönem müzik dijital hizmeti sağlayan
Spotify’da da listeleri bulunmakta.
Nice
ruhumuzu dinlendirmelere.
The
Prestige
World Fantasy Award ödülünü 1996’da alan The Prestige (Christopher Priest,1995) romanından sinemaya uyarlanmış ABD ve UK ortak yapımı film 2006’da Christopher Nolan yönetmenliğinde vizyona girmiştir. Senarist ve yapımcı olarak kardeşi (Jonathon Nolan) ve eşi (Emma Thomas) ile çalışmıştır. Filmlerinde genellikle mimariye ve görselliğe önem veren Nolan’ı yakın zamanda Interstellar (2014) filmi ile hatırlamak mümkün.
19.yy’da Londra’da yaşayan iki arkadaş sihirbazın hayat hikâyelerinin ABD’de yaşayan Tesla’nın çalışmaları ile son şeklini aldığını yansıtan bir film. Robert ve Alfred'in arkadaşlıklarının sona ermesinden sonra rekabet duygusuyla yeni arayışlara girmiş ve bu süreçte hem değer verdikleri insanlar hem de mesleki çalışmaları zarar görmüştür. Sihirbazlığın kurallarından da bahseden film izleyiciyi tam sihrin/göz yanılmasının içine çekerken Tesla ve bilim konuya dâhil olmakta ve burada el becerisinin yanında gösteriye başka boyutlar katmaktadır.
‘İnsan
daima hayal gücünün sınırlarını aşabilir.’ Sözünü akılda bırakan film, işte
bilimin gücü dedirtmektedir.
Keyifli Seyirler J
Keyifli Seyirler J
Şehre Dair Dertleri Olan Mühendislerin Dergisi: Hendese Dergisi
Tekder (Teknik Elemanlar Derneği) tarafından yılda üç sayı olmak üzere çıkartılan Hendese dergisinin son sayısı 2016 yılının Haziran ayında çıktı. Kendisini 'Bilim, Teknoloji ve Düşünce Dergisi' olarak tanıtan dergi şehir ve medeniyet algımızı tarihsel ve kültürel arka planımızla beraber ele alıyor. Şimdiye kadar beş sayısı çıkmış olan dergi değerli şahsiyetlerle yaptığı röportajlarla da dikkat çekiyor. Henüz ücretli hale gelmeyen ve derneğin ulaştığı yerlere dağıtılan derginin ilk dört sayısının içeriğine buradan ulaşabilirsiniz. Beşinci sayı ise çok yakında sitede yer almaya başlayacak. Hem dergiyi hem de bizi takip etmeye devam edin sayın okuyucu belki bir sürprizle karşılaşırsınız.