Tarih boyunca toplumlar hem günlük hayatlarındaki pratik ihtiyaçları için hem de yaşadıkları evrenin düzenin anlamak için sorular sormuş ve bu sorulara dönemlerindeki bilgi seviyelerine göre de cevaplar vermişlerdir. Yani insan başlangıçtan beri ‘bilgi’ ile uğraşmıştır. Toplum içinde de her zaman diğer insanlardan daha fazla bilmek isteyen, bunun için daha fazla çalışıp uğraşan kişiler olmuştur. Dönemsel olarak ise bu kişilere farklı farklı isimler verilmiştir. Günümüz bilim tarihi araştırmalarında geçerli olan belli başlı sınıflandırmalar vardır. Bir konuyu incelerken kadim medeniyetlere ve bunlardan özellikle Greklere, İslam medeniyetine ve modern döneme yani günümüz dünyasına bakıyoruz.
Konuyu anlayabilmek için herkesin uğraştığı şu bilginin
tanımı ile başlamak en doğrusu olacaktır. ''Bilgi, varlığa ilişkin her türlü
insan eğiliminin adıdır.'' Bu sebeple duyduğumuz, düşündüğümüz her şey bir
bilgidir. Burada önemli olan bilginin tutarlılığı, açıklanabilirliği gibi bilgi
üzerine bir denetim olmasıdır. Klasik gelenek çerçevesi içinde bu edim (bilgi)
felsefi olabilir, kelami olabilir, riyazi olabilir, kimyevi olabilir. Bilginin
bir disiplin içerisinde incelenmesi gerekliliği de klasik gelenekteki bilginin
sınıflandırılmasından ortaya çıkmaktadır.
Peki bilen
kişi yani bilgiye sahip olan kişi kimdir? Klasik gelenekte ilm (ilim)
kelimesinin tam karşılığı bilgidir; âlim de bilgin. Sözlükte “bilmek,
bir şeyi gerçek yönüyle kavramak, bir nesnenin şeklinin zihinde oluşması,
nesneyi olduğu gibi bilmek, nesnedeki gizliliğin ortadan kalması, tümel ve
tikellerin kavranmasını sağlayan bir sıfat” olarak tanımlanır.
Sözlükte
“bilmek” anlamına gelen ilim genellikle “bilgi” ve “bilim”
karşılığında kullanılır. İlim kelimesi, ilimler tarihi boyunca “belli bir
alana ait sistemli bilgi birikimini ifade eden disiplin” anlamında
kullanılmıştı.
Fen
teriminin de İslam’ın klasik çağında herhangi bir ilmî disiplini yahut bir ilme
ait alt disiplinlerden her birini kapsayacak şekilde de kullanılmış, ancak çok
defa din ilimleri için ilim, modern bilim için fen kelimesi tercih edilmiştir.
İslam’da ilim/bilim
a) Naklî (şer’i / dini) ilimler ve
b) Aklî (felsefi/hikemi) ilimler olarak iki başlıkta sınıflandırma yapılmıştır. Nakli ilimler yani günümüzde kullanımı ile “İslami ilimler” olarak bildiğimiz ilim kısmını içerir; Tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tasavvuf. Aklî ilimler ise fen bilimleri ve felsefi bilgileri içermektedir.
Buradan da anlayabileceğimiz gibi klasik geleneğin ilim anlayışı hem İslami ilimleri hem de fen bilimlerini kapsıyordu. Kavramsal açıdan bir ayrıştırmaya gerek yoktur. Zaten TDK'nın ' bilim' başlığındaki açıklamasına da baktığımız zaman iki kavram arasındaki ortak paydayı daha iyi görmüş oluruz. Söz konusu başlık şöyledir.
"Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi."
"Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci."
Yani hem ilim hem de bilim kelimesinin anlamları bizi aynı noktaya çıkardı aynı durum bilim adamı ve alim kavramları için de geçerlidir.
a) Naklî (şer’i / dini) ilimler ve
b) Aklî (felsefi/hikemi) ilimler olarak iki başlıkta sınıflandırma yapılmıştır. Nakli ilimler yani günümüzde kullanımı ile “İslami ilimler” olarak bildiğimiz ilim kısmını içerir; Tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tasavvuf. Aklî ilimler ise fen bilimleri ve felsefi bilgileri içermektedir.
Buradan da anlayabileceğimiz gibi klasik geleneğin ilim anlayışı hem İslami ilimleri hem de fen bilimlerini kapsıyordu. Kavramsal açıdan bir ayrıştırmaya gerek yoktur. Zaten TDK'nın ' bilim' başlığındaki açıklamasına da baktığımız zaman iki kavram arasındaki ortak paydayı daha iyi görmüş oluruz. Söz konusu başlık şöyledir.
"Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi."
"Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci."
Yani hem ilim hem de bilim kelimesinin anlamları bizi aynı noktaya çıkardı aynı durum bilim adamı ve alim kavramları için de geçerlidir.
''Bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse, bilim kadını, bilim insanı, bilgin, âlim'' açıklamasına baktığımız zaman da anlarız ki zamanla birbirinden ayrı anlamları karşılayan kelimeler aslında aynı anlamlara geliyorlar. Hatta benzer bir durum Grek filozofları için de geçerlidir. Filozofların sadece oturup düşünerek belli sonuçlara ulaşan insanlar olduğunu sandığım ortaokul zamanlarında Aristotales'in hayvanların sınıflandırılması üzerine çalışmaları olduğunu hatta köpekbalıkları üzerine yaptığı çalışmanın günümüzde hala geçerli olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım. Daha sonra öğrendim ki o dönemde filozof dediğimiz insanlar günümüzdeki bilim adamlarının karşılığıymış. Tabi ki bilimin serüveninde çokça gelişme kaydedildiğinden antik çağlardaki veya klasik dönemdeki çalışmalara bilimsel diyemiyoruz ama hepimizin gayesi bir; yaşadığımız evreni anlamak ve yaşamı kolaylaştırmak. Belki de zorlaştırıyoruzdur ne dersiniz? Peki gelecekte bilim adamının karşıladığı anlam da değişir mi sizce?
Bu konuyu araştırırken sık sık başvurduğumuz İhsan Fazlıoğlu'nun İlim İlim Bilmektir başlıklı röportajı için Tık tık.


