26 Ağustos 2016

Ağustos'16 Önerilerimiz

Bloğumuzun değerli okuyucuları toplanın toplanın! Ağustos ayı bitmek üzereyken biz ekip olarak bu ay okuduklarımızı, beğendiklerimizi ve hatta dinlediklerimizi sizlerle paylaşalım dedik. Henüz arkadaşlar arasında  yapılan ''Ya bak bu kitabı okudum ufkum açıldı, bir göz at istersen.'' veya ''Şu şarkıyı duymuş muydun? Dün gece dinledim ilaç gibi geldi.'' gibi önermelerin dışına çıkıp kitap, müzik önermişliğimiz yok aslen. Bu yüzden bu kendimizi geliştirmeye çalıştığımız bu süreçte bir kusurumuz olursa eleştirilerinizi bekleriz.



İlk önerimiz National Geograpic dergisinin 'Genlere Müdahale' kapak konusuyla çıkan Ağustos 2016 sayısı. Tabi ki dergi reyonlarına geçerken bir göz atanlar bile yıllardır Türkiye'de raflarda olan National Geograpic dergisini biliyordur. Fakat bu sayının önemi derginin on yıllık arşivine ulaşabileceğiniz bir kod bulundurmasıydı. Her ne kadar eylül sayısının raflara gelmesine az bir süre kalmış olsa da bu sayıya hala ulaşabilir tek dergiyle on yıllık kuş vurabilirsiniz. Genel olarak insan ve hayvan genleri üzerinde son yıllarda yapılan araştırmaları inceleyen dergi ayrıca 'önce yok ettik, sonra ürettik, şimdi yeniden doğadalar' açıklamasıyla sevimli davranışlarıyla dünya  genelinde büyük bir hayran kitlesi olan pandaların yaşam maceralarını ve Çin'in bu konudaki çalışmalarını aktarıyor. Eğer ben online araştırma yapmayı seviyorum diyorsanız buyurun derginin internet adresi tık tık.

20 Ağustos 2016

İstanbul'un Karmaşasında Kültürel Bir Soluklanma: Gülhane Parkı

Bizi İstanbul'dan okuyanlar az sonra benim gözümden okuyacakları Gülhane Parkı'nı defalarca ziyaret etmişlerdir belki de. Ben yine de İstanbul'da yaşadığı halde denizi bile görme fırsatı bulamamış insanlarımızın olduğunu göz önünde bulundurarak önce bir yer tarifi yapayım. Gülhane Parkı, Fatih'in Eminönü semtinde yer alır. Marmaray'ın Sirkeci durağının tramvay çıkışına çok yakındır. Osmanlı döneminde Topkapı'nın dış bahçesi olarak kullanılıyordu. Yani bir saray bahçesinde dolaştığınızı bilmenizi isterim. Tarihe tanıklığı bununla da kalmamış tarihimizde ilk demokratikleşme adımı olarak bilinen Tanzimat Fermanı burada okunmuştur. Bu sebeple fermana, Gülhane Hatt-ı Hümayunu da denir. Park ilk olarak 1912 yılında halka açılmıştır ve o zamandan beri çeşitli düzenlemeler geçirerek günümüze gelmiştir. Eee bu kadar emekten sonra bize de hakkıyla gezip, görüp, tanımak düşmez mi?
Beyazıt Sahaflar Çarşısı'ndan başladığınız Tarihi Yarımada gezinizde Ayasofya ve Sultanahmet'i de geçtikten sonra Eminönü'ne doğru yokuş aşağı sallandığınızda sağınızda kalır Gülhane Parkı. Girişinde ferahlatıcı bir manzara ile karşılaşırsınız.

16 Ağustos 2016

Deva-i Aşk


(Bak şimdi O'nu aklından böyle çıkaracağım. Güven sen doktoruna)

Aşk kelimesini duyunca hemen içine bir ürperti mi geliyor? Ya da birisinin ismini duyunca elin ayağına mı dolanıyor? Bir gülüp bir ağlıyor musun? Gece gündüz sevdiğin kişiyi mi anıyorsun? En kötüsü de hıltın* mı bozuluyor? Evet açıklıyorum, maalesef sen aşk hastalığına düşmüşsün. Geçmiş olsun. Birazdan klasik gelenekte aşk hastalığı tedavisini vereceğim ama önce şu aşk hastalığı nedir bir bakalım. Formülü hemen alacağım diye sakın yazının sonunu okuma önce hastalığı bilmek gerek. Derdini anlatmayan derman bulamaz misali öncelikle derdimizi anlatalım ve anlayalım.

15 Ağustos 2016

İbn Sina ve Tıbbı Üzerine



‘İbn Sina’ olarak bilinen ama Batı kaynaklarında daha çok ‘Avicenna’ ismi ile geçen ‘Şeyhül Reis’ yani ünlü İslam tıp hekimi kimdir? Ayrıca bu adamı bu kadar meşhur yapan neydi? İbn Sina'nın dünya tıbbını bu kadar uzun süre etkilemesinin sebebi tabii ki sunduğu yeni fikirler ve tıbbı sistemleştirdiği ünlü eseri ‘El-Kanun-fi’t-Tıbb’ adlı eseri. Batı’da bilindiği adı ile ‘Canon’ adlı eserinde nelerden mi bahsediyor? Nelerden bahsetmiyor ki…

Bloğumuza yolu düşenler, merhaba!



Biz bilime ve tarihine meraklı olan küçük bir öğrenci grubu olarak öğrendiğimiz bilgilerin sadece teorik olarak kalmasından ve günün birinde kimselere anlatamadan, kimseyi heyecanlandıramadan uçup gitmesinden korktuk ve bu yüzden somut bir adım atmak istedik.  Bunun için de icat edilmiş araçların en kalıcı olanını, yazıyı kullanmaya karar verdik. Ne kadar çok şey anlatırsak o kadar çok şey anlamış oluruz diyerek ilk başta derslerimizde gördüğümüz ve ilgimizi çeken konuları daha sonra da ayrıca yaptığımız araştırmaları paylaşmayı düşünüyoruz. Aklınıza ''Ya şu konu çok ilginç biri ayrıntılı araştırsa tadından yenmez.’’ dediğiniz bir konu geliyorsa her zaman önerilerinize açığız. Bize @bilimleratlasi veya biliminoykusu@gmail.com adreslerinden ulaşabilirsiniz.




Aynı zamanda ilgimizi çeken video ve fotoğrafları da paylaşmak istiyoruz. İlk videomuz müzikle bilimin ortak çalışması olsun o zaman :)